Yazın şu sıcak günlerinde karşı
kıyıya doğru seyahate çıkmak harika fikir. Aldım Nazlı Gürkaş’ın kitabını elime,
yanılmamışım, hiçbir zahmete katlanmadan Yunanistan, adaları ve şehirleriyle
üstelik Rumca şarkılar; Kavafis’ten, Seferis’ten şiirler eşliğinde ayağıma
geldi. Daha kitabın kapağını açarken begonvilli beyaz evler önümde dizildi, sayfaları
çevirince ferahlatıcı bir esinti çarptı yüzüme. Sadece coğrafyaya yapılan turistik
bir seyahat değildi bu; tarihi, kültürü, sofrası ve insanıyla bir ülkenin sevgi
dolu konuklarına kendini açışıydı.
Uzun zamandır iyi bir seyahatname / hatırat
okumamış olmanın keyfiyle kitabı bir solukta bitirdim. Henüz başlangıçta yazar,
canım Haris’ten dinleme önerisi şarkılar verip beni benden aldı, Zeytin
Ağacının Gölgesinde spotify listesini de (çok iyi bir seçki) defalarca tutkuyla
dinledim.
Gürkaş, Yunanistan’a nasıl ve
neden çekildiğini anlatarak başlıyor kitabına. Bölümleri kendi rotasına göre dizmiş
(sanırım kitabı keşif gezilerinde tuttuğu notlarla oluşturmuş, tekrar gelmek
üzere ve sonraki ziyaretlerinde yapacaklarını planlayarak ayrılıyor gittiği
yerlerden.) Bölüm başlarında bahsedeceği yerleşim yeri hakkında kısa ansiklopedik
bilgiler vermiş. Tarihî şahsiyetler, mitolojik kahramanlar, coğrafya, tarih ve
mimariyle ilgili bilgileri anlatım akışı içerisine okuru sıkmayacak biçimde
yerleştirmiş. Seyahat notlarını kişisel hikâyelerle zenginleştirmiş ve anlattıklarını
küçük fotoğraflarla desteklemiş.
Hikâyesi ilginç, Yunanistan
macerası sürprizlerle dolu Gürkaş’ın. Güzel tesadüfler neticesi Selanik’te bir
süre yaşamış. Edindiği dostlar sayesinde hem dil öğrenmiş hem bilindik tur
güzergâhlarının dışında, köylere bile giderek seyahat etmiş. Üstelik turist
olarak değil, gerçek bir seyyah gibi kültürün içinde yaşayıp içselleştirerek. Yunan
ailelerin evlerine konuk, yaşamlarına tanık olmuş; sofralarına oturmuş, nefis
yemeklerinden yiyip içkilerinden içmiş, ritüellerine eşlik etmiş, yaya ve
papuslarla (büyükanne ve büyükbabalarla) sohbet etmiş. Tarihî mekânları, kiliseleri
gezmiş. Meraklı, coşkulu, konfor aramayan, kendini akışa bırakıp mutlu olan,
yerel deneyim fırsatlarını kaçırmayan, yeni tatlara açık, samimi ve sıcakkanlı
bir kızın peşine takıldığınızı anlıyorsunuz kitabı okudukça. Onun heyecanı size
de geçiyor.
İlk durak şövalyeler adası Rodos.
Yazarla birlikte “cacikili pita gyros” yiyip, Şövalyeler Sokağı’nda fotoğraf
çektirmeden, Akropolis’e çıkmadan buradan ayrılmıyorsunuz. Daha sonra “Nazli mou”nun
gemide tanıştığı Achileas ve ailesinin peşinden Girit’e sürüklenip kendinizi Iraklio’nun
bir köyünde düğünde, köylülerle eğlenip halay çekerken buluveriyorsunuz. Atina,
Sakız, Selanik, İskeçe, Korfu derken neredeyse tüm Yunanistan’ı geziyorsunuz. Kitabın
sonunda verilen rotalar, ulaşım bilgileri ve Yunan mutfağıyla ilgili bilgiler
de pek kıymetli.
Bu seyahatler sırasında nüfus
mübadelesinde Türkiye’den göçen Rumlarla karşılaşıyor, onlarla hatıralarını yâd
ediyor, tavernalarda Türkçe Yunanca şarkılar söyleyip dans ediyor, Yunan
ailelerle birlikte Türk dizileri izliyorsunuz. Yazarın da vurguladığı gibi dil
ve din farkının dışında birbirimize ne kadar benzediğimizi görmek, iki dil
arasındaki benzer sözcükleri, misafirperverliği, ortak kültürel kodları ve
lezzetleri fark etmek gülümsetiyor insanı. Ülkedeki yardımlaşma ve gönüllülük
faaliyetleri de dikkat çekici.
Gürkaş’ın anlattıklarına
bakılırsa bakalyaros ve Elenidis Pastanesi’nde trigona tatlısı yemediğim,
Arkeoloji ve Sinema Müzelerini görmediğim, Aristoteles Meydanı’ndaki kafelerde
frappe içmediğim, Çinari’nin mezelerinden tatmadığım için birkaç yıl önce
gittiğim Selanik’i bile hiç görmemiş sayılabilirim. Adalardaki plajların
cazibesi bir yana, Edessa’daki Şelale Park’ı, Kastoria’daki taşlaşmış ormanı, Metsovo’daki
Arumenleri, isim günü kutlamalarını merak ediyor, en kısa zamanda Yunanistan’ı
ziyaret edip zeytin ve sakız ağaçlarına sarılmak istiyorum.
Suyun öte yakasına gitmek
isteyenlere ‘Zeytin Ağacının Gölgesinde…’ biraz soluklanmalarını salık veririm.
Elinize alacağınız bu cıvıl cıvıl kitap, esaslı bir seyahat rehberi, Gürkaş da iyi
bir kılavuz. Takılın onun peşine takılın, okurken çokça not alın. Yunanistan’a
seyahat planlarınızda yoksa bile bu kitapla harika bir yolculuk yapmış
olacaksınız.
Tuba DERE- Arka Kapak Dergisi s.34 yayımlanmıştır.
Nazlı Gürkaş / Zeytin Ağacının Gölgesinde Yunanistan / Hep Kitap