#günışığı yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#günışığı yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ağustos 2015 Salı

Bir "Dev" Star Olursa: Devin Şarkısı


Devin Şarkısı- Raife Polat
Günışığı Kitaplığı, Ekim 2014



Kitabı uzattım, “İlk defa bir yetişkin için kitap imzalayacağım.” dedi, sevinçle.
“Büyümeyen çocuklar için” dedim.
 “Güzel müzikler ve kitaplar yaşamın boyunca sana eşlik etsin.” yazmış. Aldım, kalbimin üstüne bu temenniyi bir dua gibi bastım.

Çok iyi bir okur, iyi bir müzik dinleyicisi Raife Polat. Radyo programları yapıyor. Yıllardır müzik ve edebiyat yazıları yazıyor, kolayca kaleme alınıvermiş izlenimi veren yazılarında söyleşir gibi bir üslubu var. İlk romanı “Devin Şarkısı”. İmzada gördüğüm, çiçeği burnunda kitap yazarı bu yüzden heyecanlıydı. Günışığı Kitaplığının Tüyap etkinliğinde minik okurlarıyla kısa bir söyleşi yaptı. “Çocuklar için bir müzik kitabı yazarsam bir müzisyen de çıkıp çocuklar için müzik yapar, diye düşündüm.” diyor. Laf arasında şarkı sözleri yazdığından söz ediyor. Devin şarkıları için bir albüm hazırlığı yapıldığını düşünüyorum, hemen. Meraklı okurların sorularının birçoğu yazma deneyimi üzerine. “Yazmak zor mu?”, “Yazarken neler hissediyorsunuz?”, “Yazarken acıkıyor musunuz, uykunuz geliyor mu?”, “Kitabın ismini nasıl koydunuz?”, “Neden yetişkin kitabı yazmak istemiyorsunuz?” gibi türlü sorular yöneltiyor çocuklar. Tümünü sevecenlikle cevaplıyor. Anlaşılan o ki bir yazar olarak Raife Polat iyi bir gözlemci ve çocuk dünyasının bakışını içinde bir yerlerde duyup yakalamış.  

Çocukluğumdan beri, filmlerdeki gibi yaşama bir müziğin eşlik ettiği hayalini kuran, müzik tutkunu biri olarak benim de bir devin şarkısına kayıtsız kalmam imkânsızdı. Sadi Güran’ın harika illüstrasyonlarıyla kitap ilk anda içimi ısıtıverdi. “Sanırım ben de kitabın içinden taşan müziğe tutuldum.” demeliydim Raife Hanım’a. “Enzo gibi rüyamda görmedim ama ben de uyanıkken düşler görebilen bir yetişkinim. İgıl’ın şarkısı çalındı kulağıma. Bu yüzden kitabın peşine düştüm.”
Küçük kahraman Enzo rüyasında ormanın derinliklerinden gelen bir şarkıyı işitip büyülenir. Uyandığında bu şarkıyı gitarıyla çalar, dinleyen herkes mest olur. Ancak Enzo ne yaparsa yapsın rüyasındaki gizemli tesiri yakalayamaz, şarkıda bir eksiklik vardır, sonunda keşfeder: şarkıyı söyleyenin sesiyle yarattığı etki…

İgıl ve Bigıl ormanın içlerinde yaşayan, birbirini çok seven dev bir çifttir. Enzo ve arkadaşları Neli ile Kaya’nın orman yakınındaki ağaç eve geliş gidişlerini uzaktan izlemektedirler. Enzo cephesinde şarkı ile ilgili araştırmalar sürerken şarkının sahibi İgıl da Enzo’nun kendi şarkısını çaldığını fark edip büyük bir heyecana kapılır. Orman İgıl’ın sesini Enzo’ya taşımış, Enzo’yla İgıl arasında kalpten bir yakınlık kuruluvermiştir.

Dev çiftin yakın dostu ve insanlarla tek bağlantısı olan Emil, çocuklarla İgıl ve Bigıl’ın tanışmalarını sağlar. İgıl’ın şarkıları yıllardır orman sakinleri, karısı Bigıl ve dostları Emil tarafından dinlenmektedir ancak ilk kez ciddi olarak seyirci karşısına çıkar. Aldığı tepkilerden çok memnun olur İgıl.

Şarkıları büyük bir keyifle dinleyen Enzo ve arkadaşları İgıl’ın şarkılarını internette paylaşarak daha çok dinleyiciye ulaştırmak isterler. Bu fikir İgıl’ın da çok hoşuna gider. Bigıl ise heyecanlı olmaktan öte endişelidir. Şarkıların internette paylaşılmasıyla ok yaydan çıkar, İgıl şarkılarının kısa sürede büyük bir hayran kitlesi oluşur. Sevimli dev çift meraklı müzik yapımcılarının elinden kurtulamaz. Şöhretin basamakları hızla tırmanmaya başlanır. İgıl artık bir “star”dır.

Okuru sürükleyen, kitabı bir solukta okunur kılan şey anlatımın gücü. Ağzından bal damlayan bir anlatıcının dizinin dibine oturmuş gibi merakla çeviriyor insan sayfaları.
Fantastik merak unsurlarıyla, devler, rüyalar gibi masalsı ögelerle başlasa da öykü, aslında buralı, bu zamanlıdır. Olaylar ilerledikçe günümüz dünyasına, bugünün insanının meselelerine taşınır. İnternet paylaşımları, iletişim yolları, müzik kanalları, tıklama rekorları hepimizin aşinası olduğumuz, gündemimizdeki uğraşılar. Dolayısıyla romanın fantastik kahramanları İgıl ve Bigıl da dev olsalar bile tamamen insana ait hatta çocuksu özelliklere sahipler. Tek olağanüstü yanları çok iri olmaları.
Roman dev kahramanları İgıl ve Bigıl yanında onlar kadar iyi işlenmiş çocuk kahramanlar, Enzo, Kaya, Neli, gezgin Emil, müzisyen Bing, müzik yapımcısı Pan’ın varlığı ile zenginleşmiştir.

Güzellikler kitabıdır Devin Şarkısı, sanat ve orman yaşamının, dostluğun öyküsüdür her şeyden önce. Çok büyük bir gerilim ve düğüm içermiyor kurgu. Çözümlenmesi gereken bir sorundan öte geliştirilen bir farkındalık var. Kötülükler şarkıların olduğu bir diyara giremez, der gibi kötüler yoktur bu romanda. Zaman zaman izleri görülüp sesleri işitilse de iyilere yaklaşamaz, zarar veremezler.

Şöhreti deneyimler İgıl, doğal ve sade olandan sahte ve gösterişli olana doğru bir yürüyüş yapar. Romanda sanatsal üretimin ve yaratıcılığın kaynağına da işaret edilir. Dinleyici karşısına çıkmak, İgıl’ın yaratıcılığını desteklemiştir, “marifetin iltifata tabii oluşu” gerçeği gözler önüne serilir.  Müzik bir tutkudur. Yaratıcılığın tutkulu yanı, insanı yaşamın kıyısına çeker, bir nevi yalnızlaştırır. Müziğin insanın ruhuna şifa olan tarafından da söz edilir, İgıl yalnızlığını ve özlemini bastırmak için müziğe tutunur.  

Koskoca masum bir çocuktur İgıl. Romanın sonuna doğru yaşanan bir olay, onu rüyasından uyandırır. Paparazilerin zehirli soruları onun dünyasında yeri olmayan sevgisizlik, inançsızlık, kötülük gibi anlayışları ve kirliliği işaret eder. İgıl’ın düşüncesi ise çok masumanedir. “İnsanlar onun şarkılarını sevdiği için onu dinlemektedir, değil mi?” Onun göremediği bir amaç burada sessizce hissettirilir, müzik yapımcısı Pan’ın sessizliği bunu işaret eder. Bu sırada müzik ve reklam sektörünün handikapları, küçük oyunları sezdirilir.

Yeni yaşantısının sahteliği karşısında birden büyüyüp olgunlaşır o koca çocuk. Üstelik şöhretin özel yaşamı adına bir bedeli vardır, bu bedeli hayat arkadaşı Bigıl’la birlikte öderler. Özgürlükleri ellerinden alınmış, mahremiyetleri talan edilmiştir.

Mesaj verme kaygısına hiç düşmeden kurgunun doğallığına sinmiş derin bir anlamı işaret ediyor romanında Polat. Günümüz dünyasının kısa yoldan para kazanmak, ünlü olmak konusunda çocuk düşlerini kışkırtan anlayışının yanında doğallığa bir çağrı, İgıl’ın macerası. Romanın en öz mesajı İgıl’ı özleyen Bigıl’ın hüzünlü iç sesiyle verilir. Şehir yaşamının boğucu kalabalığı ve çoğulluğu karşısında insanın ihtiyacı olan doğa, doğallık, dostluk ve içtenlikli sevgidir.

Kim bilir, İgıl’ın orman içlerinden gelen gizemli şarkısını işiten yalnızca Enzo değildir. Belki sizin de kulağınıza çalınır melodi. Sözleri anlayamazsınız ve sırrı çözmek için bir kitabın peşine düşersiniz.



Tuba Dere - Ayraç Dergisi s.62