İngiliz Gençlik Edebiyatı yazarı
Andy Mulligan’ın sinemaya da uyarlanan kitabı Çöplük Tudem yayınları tarafından okurlarla buluşturulmuştu.
Bugünlerde heyecanını hiç yitirmeyen, sinema tadında bir roman okumak
istiyorsanız Mulligan’ın klasik sayılabilecek bu kitabını elinize alın ve
hikâyeye kendinizi bırakın. Kitap sizi güney Asya ülkelerine doğru seyahate
çıkaracak, ilk bakışta hiç de parlak olmayan bir yere Behala çöplüğüne, çöp
karıştırarak geçimini sağlayan evsiz barksız, yoksul ailelerin ve çıplak ayaklı
çocukların yanına, Raphael Fernandez, Gardo ve Sıçan’a götürecek.
Kitabın kahramanları on-on dört
yaşları arasında, kendilerine göre kavrayış ve yetenekleri olan, Behala’da yaşayan
üç çocuk. Büyük bir yaşam mücadelesi var Behala’da, koşullar oldukça sert. Çöp
toplayıcılar kiloyla satılabilen plastiklerden arıyorlar ama çöplerden
genellikle stuppa çıkıyor, yani insan dışkısı. Nadiren zenginlerin yaşadığı
bölgelerden gelen çöplerde iyi şeylere rastlanıyor. Raphael bir gün, içinde cüzdan
ve bir miktar para, harita, anahtar, kimlik, fotoğraflar olan mucizevi bir
çanta buluyor. Parayı arkadaşı Gardo ile aralarında paylaşıyorlar. Ancak ertesi
gün Behala’ya gelen polislerin çantayı bulana ödül vaat etmesi çocukların buldukları
şeyin önemini kavramalarını sağlıyor. Raphael ve Gardo çantadan çıkan ipuçlarının
izini sürerek bu gizemli olayın peşine düşmeye karar veriyorlar. Çantayı
saklamak içinse kimsenin kuşku duymayacağı Jun-Jun’dan (Sıçan’dan) yardım
istiyorlar. Sıçan onlara çantanın içindeki anahtarın Merkez İstasyonu’ndaki
emanet dolaplarından birine ait olabileceğini söylüyor. Emanet dolabından çıkan
şifreli mektup, çocukların merakını kamçılıyor. Üç kahraman, defalarca ölümle
burun buruna geldikleri, belâlı, tehlikeli, heyecanlı bir maceranın içine
düşüyorlar hatta Raphael işkence bile görüyor.
Çocuklar çantanın sahibi José
Angelico’nun hayat hikâyesinin içinden geçerek, uluslararası yardım fonundan
ülkeye gelen paraları zimmetine geçiren Senatör Zapanta’ya açtığı yolsuzluk
davası yüzünden başı belâya girmiş olan mahkûm Gabriel Olondriz’e ulaşıyorlar. Mektuptan
elde ettikleri bilgiler onları nasıl Colva Hapishanesi’ne götürdüyse, İncil
sayesinde çözdükleri şifreler de Naravo Mezarlığı’nı işaret ediyor. Yıllardır
hukuki yollarla çözülmeyen dava, bu cesur çocukların verdikleri amansız
mücadeleyle mutlu sona ulaşıyor. Senatör Zapanta’nın yıllar önce halktan
çaldığı paralar Angelico sayesinde ve çocuklar aracılığıyla halka geri dönüyor.
Roman beş ana bölümden oluşuyor.
Alt bölümlerde hikâye, farklı anlatıcıların dilinden aktarılıyor. Bazı bölümler
kahramanların ortak anlatımı. Behala’daki misyoner okulunun yöneticisi Peder
Juilliard ve gönüllü sosyal hizmetli Olivia da anlatıcılar arasında. Olayların
bu yöntemle aktarılması (üslupta bir değişim olmasa da) anlatım imkânlarını
oldukça genişletmiş, kurguya çok yönlülük kazandırmış. Mulligan romanını gazete haberi
ve mektup gibi farklı anlatım teknikleri de kullanarak sıkı bir mantıksal zincirle
kurgulamış.
Çöplük sınıf farklılıklarının uçuruma dönüştüğü, suç oranının
yüksek ve sosyal adaletsizliğin, fırsat eşitsizliğinin zirvede olduğu
ülkelerdeki yaşamı okura aktarması bakımından kıymetli bir kitap. Demokratik
kuralların, adaletin olmadığı yerde hüküm süren politik oyunları, çirkinlik ve haksızlıkları
gösteriyor. Olayın çözümlenmesi sırasında çocuklar hatta sokak insanları
arasındaki iş birliği, dayanışma ve yardımlaşma da çarpıcı. Karanlık ne kadar koyuysa
aydınlığa ulaşma çabası da o denli güçlü oluyor.
Çocukların inandıkları yolda her
şeyi göze alışları, Peder Jullian’ı, Olivia’yı, polisi kandırışları; Sıçan’ın okul
kasasından (sonrasında iade etseler de) para çalışı gibi hadiseler romanla
ilgili didaktik kaygılar uyandırsa da her şeyin olumlu sona bağlanması bu
kaygıyı gideriyor. Çocukların yaşadığı iyilik-kötülük arası iç çatışmalar hem
roman gerçekliğini güçlendirmiş hem de insan aklına ve vicdanına uymayan
kuralların geçerliliğini sorgulatıyor.
Henüz okumadıysanız yakın zamanda Çöplük’e gitmenizi öneririm, belki Olivia
gibi çöp dağlarının üstünde gezinen Behala çocuklarına siz de âşık olursunuz.
Bu yazı Arka Kapak dergisinde yayımlanmıştır.