Bir yazar düşünün hep okumak
istediğiniz kitaplar yazıyor. Mümkün mü? Benim gibi Behiç Ak hayranıysanız,
mümkün. Onun kitaplarının hangisini elinize alırsanız alın, daha kapağını açar
açmaz, nefis bir dille ve çocukluğa ait, çekim gücü yüksek tatlarla
karşılaşırsınız. Hiçbirinin yaş aralığı yoktur. Karikatürist ve yönetmen
kimlikleriyle de tanıyoruz Behiç Ak’ı. Kitaplarını kendi resimliyor. Çocuk
dünyasının sırlarına vakıf, yazarak çizerek oyun oynayan, üretken -aynı zamanda
bol ödüllü- gerçek bir sanatkâr o. Bize bildiğimiz, gözlemlediğimiz, bir
parçası olduğumuz hayatı anlatıyor hep ama kendine özgü üslubuyla, ince ayar
esprileriyle ve kendince dokunuşlarla, harika kurgular yaratıveriyor. Bu
nedenle dizinin dibine oturup “Bu iş nasıl oluyor, hele bir anlatın.” demek
istediğim yazarlardan Behiç Ak.
Sevgili yazarımız, Günışığı
Kitaplığı’ndan çıkan son çocuk romanı Çatıdaki Gezegen’de okurlarını yüksek
katlı apartmanların ve gökdelenlerin çatı katından yeryüzüne bakmaya çağırıyor.
Sokaklarda oyun oynamayı, özgürce gezip dolaşmayı bilmeyen çocukların mahkum
edildikleri yaşamdan bir nevi kaçış planı bu kitap. Her şeyin farkında olan, yetişkinlerin
dünyasına, alışkanlıklarına direnen, yaşama başka renkler katan çocuklar var yine
içinde. Kitabın kahramanı Serdar, modern dünyanın apartmanlarda yaşayan “paket
çocuklar”ından. Hiçbir suç işlemediği hâlde sokağa çıkma yasağı ile
cezalandırılmış, toprağa neredeyse hiç ayak basmıyor, gün yüzü görmüyor. Hayatında
bilgisayar oyunları, sosyal medya, hayali ve sanal arkadaşlıklar var; gerçek
ilişkiler yok. Her yere arabayla götürülüyor ama bu, Serdar’ın istediği bir şey
değil. Anne ve babası onu böyle koruduğuna inanıyor.
Can sıkıntısından patladığı ve
pazar temizliği işkencesinden kaçtığı bir gün komşularının kızı -çatıdaki adı
Cerenimo olan- Ceren’le yaşadıkları evin çatı katına çıkıyor Serdar. Çatı katı ona
hiç tanımadığı ama içine girince çok seveceği büyülü bir dünyanın kapılarını
aralıyor. Hele terasa çıkınca şehrin ve Boğaz’ın ayaklarının altında halı gibi
serildiğini görüyor. Herhangi bir yere yetişmek telaşı yaşanmayan, zamanın başka
türlü geçtiği, hikâyesi olan bir yer çatı. Aşağıda olmayan, internet öncesi
döneme ait şeyler, apartman sakinlerinin sokağa atmaya kıyamadığı ama kurtulmak
istedikleri eşyalar, ‘özgür uçan tavuk’lar -Mançalı Asilzade Donkişot bile- hep
orada. Kaptan Ahab’a öykünerek seyir defteri tutan eski bir apartman sakininin
hatıra defterini bulmak, o vakte kadar ancak kısaltılmış biçimini okuduğu
kitapların orijinallerine rastlamak ve şiirler okumak Serdar’ın hayatını
değiştiriyor. Çatıdaki kitaplar sayesinde roman kahramanlarıyla yeniden tanışıyor. Don Kişot’a hayran kalıp bir süre onu taklit edince başı biraz derde
giriyor. Çatının Serdar’ın hayatına getirdiği yenilikler bitecek gibi değil.
Eski şapkalar giyip okula gitmek, kaybolanlar listesi tutmak ve sayı perhizi
yapmak bunlardan birkaçı.
Bu gizemli dünyanın içinde
Ceronimo ve Serdar yalnız da değil üstelik, onlar gibi çatıdaki gezegeni
keşfedip müdavimi olmuş, yüzlerini görüp tanımadıkları ama işaretler alarak
farklı yöntemlerle haberleştikleri, toplantılar yapıp kararlar aldıkları
onlarca kişi bulunuyor, etraftaki evlerin çatı katlarında. Hatta bunların gizli
bir kulübü bile var. Çatı, özellikle evinde kendini fazlalık gibi hisseden
insanları davet ediyor. Çatı katı sakinlerinin en ilginçlerinden biri Öksüz
Adam. Serdar onun sayesinde cesaretini toplayıp tehlikeyi göze alarak sokağa inmeye
başlıyor. Yıllardır anne babasının kendisi adına taşıdıkları kaygıların ne
kadar yersiz olduğunu görüyor böylece. Serdar sokağı keşfetse de çatı katının
kendileri için anlam ve önemini kaybetmesini de istemiyor hatta Ceren,
aşağıdaki herkesi çatı katına çıkarmak istiyor, tesadüfi bir olay da çocuklara
yardım ediyor.
Sokağa çıkamayan çocukların
çatıya çıkarak dünyaya açılma eylemidir Çatıdaki Gezegen. Eve, ailesine,
internete bağımlı çocukların özgürleşme hareketi. Kitap aynı zamanda günümüz
insanının yaşama bakışını da ironik biçimde ele alıyor. Bugünkü anlayışa ters, olmayacak
şeylerden söz ediyor sanki. Düşsel unsurlar ve motifler taşıyor. Öte yandan bizi
“böyle bir dünya mümkün”e inandıracak kadar sahici Çatıdaki Gezegen, diğer
Behiç Ak kitapları gibi. Olmayacak işleri mümkün kılacak kadar umutlu. Çocukların
kararlılık ve olgunluğunun bizi kurtaracağına dair inancımızı tazeliyor.
Tuba Dere, Ayraç Dergisi s.92'de yayınlanmıştır.
Çatıdaki Gezegen, Behiç Ak, Günışığı Kitaplığı