3 Mayıs 2019 Cuma

Zeytin Ağacının Gölgesinde Serinlemek


Yazın şu sıcak günlerinde karşı kıyıya doğru seyahate çıkmak harika fikir. Aldım Nazlı Gürkaş’ın kitabını elime, yanılmamışım, hiçbir zahmete katlanmadan Yunanistan, adaları ve şehirleriyle üstelik Rumca şarkılar; Kavafis’ten, Seferis’ten şiirler eşliğinde ayağıma geldi. Daha kitabın kapağını açarken begonvilli beyaz evler önümde dizildi, sayfaları çevirince ferahlatıcı bir esinti çarptı yüzüme. Sadece coğrafyaya yapılan turistik bir seyahat değildi bu; tarihi, kültürü, sofrası ve insanıyla bir ülkenin sevgi dolu konuklarına kendini açışıydı.
Uzun zamandır iyi bir seyahatname / hatırat okumamış olmanın keyfiyle kitabı bir solukta bitirdim. Henüz başlangıçta yazar, canım Haris’ten dinleme önerisi şarkılar verip beni benden aldı, Zeytin Ağacının Gölgesinde spotify listesini de (çok iyi bir seçki) defalarca tutkuyla dinledim.
Gürkaş, Yunanistan’a nasıl ve neden çekildiğini anlatarak başlıyor kitabına. Bölümleri kendi rotasına göre dizmiş (sanırım kitabı keşif gezilerinde tuttuğu notlarla oluşturmuş, tekrar gelmek üzere ve sonraki ziyaretlerinde yapacaklarını planlayarak ayrılıyor gittiği yerlerden.) Bölüm başlarında bahsedeceği yerleşim yeri hakkında kısa ansiklopedik bilgiler vermiş. Tarihî şahsiyetler, mitolojik kahramanlar, coğrafya, tarih ve mimariyle ilgili bilgileri anlatım akışı içerisine okuru sıkmayacak biçimde yerleştirmiş. Seyahat notlarını kişisel hikâyelerle zenginleştirmiş ve anlattıklarını küçük fotoğraflarla desteklemiş.
Hikâyesi ilginç, Yunanistan macerası sürprizlerle dolu Gürkaş’ın. Güzel tesadüfler neticesi Selanik’te bir süre yaşamış. Edindiği dostlar sayesinde hem dil öğrenmiş hem bilindik tur güzergâhlarının dışında, köylere bile giderek seyahat etmiş. Üstelik turist olarak değil, gerçek bir seyyah gibi kültürün içinde yaşayıp içselleştirerek. Yunan ailelerin evlerine konuk, yaşamlarına tanık olmuş; sofralarına oturmuş, nefis yemeklerinden yiyip içkilerinden içmiş, ritüellerine eşlik etmiş, yaya ve papuslarla (büyükanne ve büyükbabalarla) sohbet etmiş. Tarihî mekânları, kiliseleri gezmiş. Meraklı, coşkulu, konfor aramayan, kendini akışa bırakıp mutlu olan, yerel deneyim fırsatlarını kaçırmayan, yeni tatlara açık, samimi ve sıcakkanlı bir kızın peşine takıldığınızı anlıyorsunuz kitabı okudukça. Onun heyecanı size de geçiyor.
İlk durak şövalyeler adası Rodos. Yazarla birlikte “cacikili pita gyros” yiyip, Şövalyeler Sokağı’nda fotoğraf çektirmeden, Akropolis’e çıkmadan buradan ayrılmıyorsunuz. Daha sonra “Nazli mou”nun gemide tanıştığı Achileas ve ailesinin peşinden Girit’e sürüklenip kendinizi Iraklio’nun bir köyünde düğünde, köylülerle eğlenip halay çekerken buluveriyorsunuz. Atina, Sakız, Selanik, İskeçe, Korfu derken neredeyse tüm Yunanistan’ı geziyorsunuz. Kitabın sonunda verilen rotalar, ulaşım bilgileri ve Yunan mutfağıyla ilgili bilgiler de pek kıymetli.
Bu seyahatler sırasında nüfus mübadelesinde Türkiye’den göçen Rumlarla karşılaşıyor, onlarla hatıralarını yâd ediyor, tavernalarda Türkçe Yunanca şarkılar söyleyip dans ediyor, Yunan ailelerle birlikte Türk dizileri izliyorsunuz. Yazarın da vurguladığı gibi dil ve din farkının dışında birbirimize ne kadar benzediğimizi görmek, iki dil arasındaki benzer sözcükleri, misafirperverliği, ortak kültürel kodları ve lezzetleri fark etmek gülümsetiyor insanı. Ülkedeki yardımlaşma ve gönüllülük faaliyetleri de dikkat çekici.
Gürkaş’ın anlattıklarına bakılırsa bakalyaros ve Elenidis Pastanesi’nde trigona tatlısı yemediğim, Arkeoloji ve Sinema Müzelerini görmediğim, Aristoteles Meydanı’ndaki kafelerde frappe içmediğim, Çinari’nin mezelerinden tatmadığım için birkaç yıl önce gittiğim Selanik’i bile hiç görmemiş sayılabilirim. Adalardaki plajların cazibesi bir yana, Edessa’daki Şelale Park’ı, Kastoria’daki taşlaşmış ormanı, Metsovo’daki Arumenleri, isim günü kutlamalarını merak ediyor, en kısa zamanda Yunanistan’ı ziyaret edip zeytin ve sakız ağaçlarına sarılmak istiyorum.
Suyun öte yakasına gitmek isteyenlere ‘Zeytin Ağacının Gölgesinde…’ biraz soluklanmalarını salık veririm. Elinize alacağınız bu cıvıl cıvıl kitap, esaslı bir seyahat rehberi, Gürkaş da iyi bir kılavuz. Takılın onun peşine takılın, okurken çokça not alın. Yunanistan’a seyahat planlarınızda yoksa bile bu kitapla harika bir yolculuk yapmış olacaksınız.
Tuba DERE- Arka Kapak Dergisi s.34 yayımlanmıştır.
Nazlı Gürkaş / Zeytin Ağacının Gölgesinde Yunanistan / Hep Kitap